Erdoğan: Dikey Değil,Yatay Mimariden Yanayım | 29 Mart 2024İmar Haber

29 Mart 2024 - 13:13

Erdoğan: Dikey Değil,Yatay Mimariden Yanayım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Dikey Yerine Yatay Yapılaşmanın Zamanı Geldi” dedi.

Erdoğan: Dikey Değil,Yatay Mimariden Yanayım
Son Güncelleme :

08 Kasım 2018 - 20:04

Google News Google News href="http://www.facebook.com/share.php?u=https://www.imarhaber.com/erdogan-dikey-degil-yatay-mimariden-yanayim/4031/" title="facebook">

Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı’na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Geçmişte hem yeterli imarlı alanın olmayışı hem de merkezi yerlere yönelik aşırı talepten dolayı yüksek bina ihtiyacı makul görülebilirdi. Ben dikey mimariden yana değilim, ben yatay mimariden yanayım. İnsan topraktan uzak değil, toprağa yakın olarak yaşamalıdır. Şehirlerimiz kentsel dönüşüm projeleri ile gecekondu tarzı yapıların istilalarından kurtarılırken, şahsiyetsiz mimari ekollerin pençesine de itilmemelidir.” dedi.

Batı’nın Yolu Yol Değildir, Vurgusu Yaptı

Medeniyet kavramının insanların bir arada yaşadıkları şehirleri ve o şehirleri de anlamlı kılan yapıları da ifade eden geniş bir anlam dünyası vardır. İnsan, doğanın çehresini değiştirebilecek müdahaleler yapma bilgisine ve iradesine sahip tek varlıktır. Bu müdahale güzele, iyiye, hayırlıya ulaşma yönünde olursa insan Allah’ın yeryüzündeki halifeliği vasfına uygun davranmış olur. Aksi yönde hareket ederse bu Allah ile haşa yarışma yolunu açar ki, o yolun sonu insanın hüsranıdır. Batı medeniyeti büyük ölçüde bu ikinci yolda ilerlediği için sahip olduğu devasa üretim ve inşa kapasitesine rağmen insanların mutluluğuna aynı oranda katkıda bulunamıyor. Bizim medeniyetimizde şehir, sokaklar, binalar insanın yaratıcısına yönelişinin simgeleridir. Hatta şehri cennet tasavvurunun bir parçası olarak görenler mevcuttur.

Şehirde yaşamaya karar vermek aynı zamanda bir hayat biçimi tercihidir. İnsan ile şehir arasındaki ilişkiyi doğru kurmak çok önemlidir. Eğer şehir ile insan arasındaki ilişki insan öncelikli olmazsa işte o zaman yaşadığımız çevre manevi boyutuyla da üzerimize çökmeye başlar. Yahya Kemal, ‘Bir iklimin manzarası, mimarisi halkı arasında ahenk varsa, orada gözlere bir vatan tablosu gözükür’ diyor. Bizim için şehir hem vatandır hem de Rabbimize yönelişimizin tezahürüdür. Tarihimizde şehir insan ilişkisini, vatan sevgisini ve Rabbimize olan yönelişimizi de kapsayacak şekilde kurmaya çalıştığımıza dair sayısız örnek bulunuyor. Ecdadımızın Orta Asya’dan Pakistan ve Hindistan’a, Selçuklu coğrafyasından Osmanlı’nın 3 kıtaya yayılan o görkemli mirasına kadar çok geniş bir müktesebata sahibiz. Özellikle 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde yaşadığımız şehircilik facialarının sebeplerini çok iyi tespit etmeliyiz. Akif’in dediği gibi; ‘Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi” diye konuştu.

Yatay Mimari Kanunlaştırıldı




Kanal İstanbul Projesini Yapacağız

Toplu konutta özgür mimariyi, yerel mimariyi hayata geçirmenin gayreti içindeyiz. 2011 yılına geldik, 500 bin konutluk hedef aşıldı. Şimdi 2013’e kadar ikinci bir 500 bin hedefi var. Bu hedefi de aştık ve toplamda diyoruz ki; 1 milyon 200 binlik bir rakama doğru gidelim. Kanal İstanbul yapıldığı anda, her iki tarafında İstanbul’un şanına yakışır konutlarla Kanal İstanbul farklılık arz etmesi gerekiyor. Buna da hep ‘olur mu canım’ diyenler çıktı. Arkadaşlar, Kanal İstanbul olacak. Kanal İstanbul’u yapacağız, kim ne derse desin yapacağız.