Milli Görüş Fransa Teşkilatı Genel Sekreteri Sarıkır "Açık Bir İslam" İfadesini Açıkladı | 28 Mart 2024İmar Haber

28 Mart 2024 - 17:08

Milli Görüş Fransa Teşkilatı Genel Sekreteri Sarıkır “Açık Bir İslam” İfadesini Açıkladı

MİLLÎ GÖRÜŞ FRANSA TEŞKİLATI GENEL SEKRETERİ SARIKIR, “AÇIK BİR İSLAM” İFADESİNE AÇIKLIK GETİRDİ

Milli Görüş Fransa Teşkilatı Genel Sekreteri Sarıkır “Açık Bir İslam” İfadesini Açıkladı
Son Güncelleme :

24 Kasım 2020 - 17:35

Google News Google News href="http://www.facebook.com/share.php?u=https://www.imarhaber.com/milli-gorus-fransa-teskilati-genel-sekreteri-sarikir-acik-bir-islam-ifadesine-aciklik-getirdi/23971/" title="facebook">

Milli Görüş Fransa Teşkilatı Genel Sekreteri Fatih Sarıkır, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantının ardından Milli Görüş Fransa Teşkilatı tarafından yapılan açıklamada yer alan “açık bir İslam” ifadesiyle ilgili açıklama yaptı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçtiğimiz günlerde Elysee Sarayı’nda Fransa İslam Konseyi (CFCM) temsilcileriyle bir araya gelmişti. Görüşmeye Milli Görüş Fransa Teşkilatı da katılmış, toplantının ardından Milli Görüş Fransa Teşkilatı tarafından bir açıklama yapılmıştı. Yazılı açıklamada kullanılan “açık bir İslam” ifadesi tartışmalara neden olmuştu. Tartışmaya neden olan açıklamanın ardından Milli Görüş Fransa Teşkilatı Genel Sekreteri Fatih Sarıkır konuya açıklık getiren yeni bir açıklama yaptı. Sarıkır, İslam’ın “reforme edilmesi, değiştirilmesi” gibi bir durumu asla tasvip etmediklerini ve İslam dinine liberal, seküler, Türk İslam’ı, Arap İslam’ı, Fransız İslam’ı gibi ideolojik veya milliyet üzerinden yakıştırmaları kabul etmediklerini bildirdi. Perspektif dergisine konuşan Sarıkır, “Sosyal medyada bazı kimselerin ‘açık bir İslam’ ifadesiyle sanki ‘değişime açık bir İslam’ gibi bir zorlama bir anlam çıkarttıklarını üzülerek gördüm. Bizim bildirimizde ‘açık bir İslam’ ile kastettiğimiz şey, kucaklayıcı, herkese açık ve şeffaf bir kurumsallaşmadır. O ibareye ‘değişime açık’ ifadesini ekleyenler kasıtlı bir şekilde ifadelerimizi çarpıtmış olur. Yoksa bizim ifadelerimizde İslam’ın ‘reforme edilmesi, değiştirilmesi’ gibi bir anlam asla yok. İslam dinine liberal, seküler, Türk İslam’ı, Arap İslam’ı, Fransız İslam’ı gibi ideolojik veya milliyet üzerinden yakıştırmaları doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.

“Siyaset kendi işine bakacak, sivil toplum da kendi sorumluluğunu icra edecek”

Sarıkır açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Bizim teşkilatımız, ‘dinî cemaat olarak siyasi müdahaleleri reddetmek’ konusundaki tavrını Almanya’da da aynı şekilde sergiliyor. Almanya’da teşkilatımızın devlet müdahalesi konusunda bir reddi olduğunda bu reddi Fransa’da iki kat daha güçlü sergilememiz gerekir. Çünkü Fransa’nın devlet yapısında bu müdahalesizlik esası daha katıdır. Siyaset kendi işine bakacak, sivil toplum da kendi sorumluluğunu icra edecek. Sivil bir kuruluş olmak, bu iki sınırın silikleştiği zamanlarda bu hatırlatmayı yapmayı gerekli kılıyor. Fransa’da şu anda Türkiye, Fas ve Cezayir gibi Müslüman kurumlar üzerinde siyasi bir araçsallaştırma yaptığından şüphelenilen ülkelerle bağın kesilmesi gündemde. Biz CIMG olarak senelerdir şunu vurguluyoruz: Biz Avrupa çapında sivil bir örgütlenmeyiz. Bu sivil alanın dışında idari anlamda hiçbir ülkenin resmî kuruluşuyla emir-komuta zinciri içerisinde değiliz. Herhangi bir devletin etkisi altında değiliz. Görüşmemizde de bunu yeniden vurguladık. İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatları, kendi dinî çalışmalarını kendi kaynaklarıyla finanse ve idare eden, Müslümanların haklarını temsil ederken de devletlerin yönlendirmelerinden bağımsız olarak hareket eden sivil bir kuruluş. Bizim açımızdan senelerdir bu gerçek hiç değişmedi”

“Fransa’da Samuel Paty’ye yönelik vahşi cinayet ve sonrasında kilisedeki terör saldırısı, ne yazık ki Müslümanlara yönelik şüphe oklarını daha da sivriltti” diyen Sarıkır, “Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmemizin ardından, kamuoyunun kriz zamanlarında unuttuğu bazı hakikatleri bir bildiriyle yeniden hatırlatmak istedik. Bu hakikatler de bizim yaşadığımız ülkenin hukukuna tabi olan bir dinî cemaat olduğumuz ve insana, insan onuruna ve yaşamın dokunulmazlığına dair vurgumuzdu. Bildiride bu vurguları yeniden yapmamız, mevcut durumda Fransa’daki atmosferin bu vurguyu gerekli kılması ile ilgili” açıklamasını yaptı.