Korona virüs (Covid-19) nedeniyle iki grup insana rastladıklarını aktaran Ruh Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hakan Balıbey, “Biri tepkisiz ve önlemlere bile dikkat etmeyen, biri de normalin üzerinde aşırı tepki veren ve topluma hiç girmeyen, dolayısıyla çok yoğun kaygı yaşayan insanlar görebiliyoruz. Bu anlamda eşine bile yaklaşmayan insanlar görebiliyoruz” dedi.
Covid-19 salgınının beraberinde aşırı kaygı sorununu da getirdiğinin saptandığını belirten Elazığ Mediline Hastanesi Ruh Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hakan Balıbey, özellikle hastalığı geçiren kişilerin hormonal etkilenmeler yaşadıklarını aktardı. Pandemi sürecinde vatandaşlarda kaygı sorununun arttığına dikkat çeken Doç. Dr. Balıbey, “Bugünlerde Covid-19 geçiriyoruz. Bu hastalık nedeniyle izolasyonlar olabiliyor. Tecrit ve izolasyon, bizim kontrol duygumuzu sarsan, hareketlerimizi kısıtlayan dolayısıyla özgüvenin azalmasına neden olan bir durum. İnsanlar bundan dolayı çeşitli sıkıntılar yaşayabiliyor ve bu konuda bir hayli müracaat ettiler. Gerçekten çok sarsıcı ve etkileyici bir süreç, çünkü ritim ve rutinlerimiz bozuldu. Her yönüyle hayatımız etkilendi. Bunun dışında hastalanma korkusu olan, yakınlarını kaybetme korkusu şiddetli bir şekilde ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
“Eşine bile yaklaşmayan insanlar görüyoruz”
Korona virüs geçirenlerde ilk dönemlerde hormonal etkilenmelerin meydana geldiğini belirten Doç. Dr. Balıbey, “Covid-19, cinsel hayatı etkileyebiliyor, çünkü kişi kendisinde korona virüs olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla eşine ve çocuklarına yaklaşmıyor. Aşırı kaygı tepkisi verenler olabiliyor. İki grup insana rastlıyoruz. Biri tepkisiz ve önlemlere bile dikkat etmeyen, biri de normalin üzerinde aşırı tepki veren ve topluma hiç girmeyen, dolayısıyla çok yoğun kaygı yaşayan insanlar görebiliyoruz. Bu anlamda eşine bile yaklaşmayan insanlar görebiliyoruz. Bu da cinsel isteği veya ilişkiyi bozabiliyor” diye konuştu.
Bu dönemde rutin ve ritimlere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Balıbey, “Uyku düzenine dikkat edilmesi lazım. Öncelikle sorunları paylaşmalıyız. Bu dönemde fiziksel mesafeyi arttırmalıyız ancak sosyal mesafemizi yakınlaştırmalıyız. İletişim araçları vasıtasıyla sosyal mesafeyi kısaltmalıyız. Dolayısıyla yakınlarımızı arayıp paylaşımlarda bulunabiliriz. Mümkün olduğunda yalnız kalmamalıyız” şeklinde konuştu.